Reggio Calabria
İtalya’da ilk durağımız Reggio Calabria 🙂 Uçak ile bölgeye yaklaştığınızda kesinlikle sol taraftan camdan dışarı bakıp manzaranın keyfini çıkarmalısınız. Reggio calabria’nın küçük ve bir o kadar sempatik bir havalimanı var. Uçağınız piste indikten sonra pistin sonunda kendi etrafında dönüp kontura ulaşıyor; liman o derece küçük 🙂
İndiğimizde bizi 30 dereceye ulaşan bir güneş karşılıyor olmasına rağmen, bu kesinlikle kavurucu bir sıcaklık değil. Locauto firmasından hemen bir araç kiralıyoruz. Ford Focus SW 2015 model aracımız 21 günlük bizimle birlikte olacak. SW (station wagon) araç almamın sebebi eşimin alışveriş yapacak olması ve arabada uyuyabilme potansiyeli 🙂 Bir hayli uzun bir rotamız var ve her an herşey olabilir. Ardından booking.com üzerinden rezervasyon yaptığımız otelimize doğru yola çıkıyoruz. Yollar biraz dar ve bozuk bu yüzden araç kullanırken dikkat etmelisiniz. Keza trafikteki çoğu aracın tampon ve yan kapılarında çizikler ve darbelerden dolayı oluşan göçükler var. Sanırım kimse araçlarını tamir ettirmeye tenezzül bile etmiyor çünkü yollar ve şehir trafiği ufak sürtmelere çok müsait. Trafiğe çıktıktan yarım saat sonra SW araç aldığıma pişman oldum bu arada; çünkü yollar oldukça dar.
Otelimize vardığımızda ki otel dediğime bakmayın, binevi apart; bir türlü resepsiyona ulaşamadık. Ardından başka bir otel bulduk ve yola çıktık. Yaklaşık 15 dakikalık bir yolculuk sonrası sahile çok yakın lokasyonda Continental Hotel’e geldik. 2 kişi geceliği 43 EUR. Kahvaltı ise kişi başı 8 EUR civarında.
Otelimize eşyalarımızı bırakıp duş aldıktan hemen sonra kendimizi sokağa attık. Reggia Calabria sokakları oldukça sempatik ve bi o kadar sakin.. İlk durağımız bir tarih müzesi olan ‘Museo Nazionale della Magna Grecia’. Öğrenci yaş limiti 25, yani eğer 25 yaşın üzerinde ve öğrenci iseniz tam bilet ücreti ödüyorsunuz. Öğrenci 3 EUR, tam 5 EUR. İtalya’nın bu bölgesi vakti zamanında (İ.O. 600) yüksek kalitede vazolar üreten bir yermiş. Müze içerisinde sizleri farklı boyutlarda yapılan ve kondisyonu iyi durumda olan; bazıları da kırık halde olan vazolar bekliyor. Ayrıca heykeller, mezar taşları, yazıtlar ve roma imparatorluğundan kalma madeni paralar mevcut. Sadece 1 katını gezebildiğimiz müze ortalama 30 dakikamızı aldı.
Sonrasında garibaldi caddesinde yürümeye başladık. Bu caddede birçok mağaza ve dondurma satıcıları mevcut. Akşama doğru saat 7’den sonra daha da hareketlenen bu caddenin sonuna doğru reggio di calabria katedrali var. Katedrali ziyaret etmeden önce katedral önünde Fiat 500 festivaline denk gelmemiz inanılmaz bir deneyim yaşattı. Birbirinden ilginç onlarca eski model fiat 500 model araç, katedralin önündeki büyük alanda sıralanmış ziyaretçilerin ilgisini bekliyordu. Olduçta tatlı ve bir o kadar ufak olan bu arabalara ilgi bir hayli yüksekti.
Festivalde bir süre vakit geçirdikten sonra katedrale girdik ve bir çeşit ayin olduğunu düşündüğümüz bir etkinliğe denk geldik. Tıklım tıklım dolu olan katedralde çocuklardan büyüklere kadar bir çok grup koro halinde dualar okuyor. Gerçekten izlemeye değer..
Ara sokaklarda ise bir çok take away pizza satıcıları mevcut yani dilim pizzalarınızı alıyor ve yürüyerek devam ediyorsunuz. Oldukça aç olduğumuz için bir pizzacıda soluğu aldık ve satıcı ısrarla gidin gezin 1 saat sonra gelin demesine rağmen, aç olduğumuzu ve 1-2 dilim bir şey istediğimizi dile getirdik 🙂 Ne yazık ki burada çok fazla İngilizce bilen yok; bu yüzden Google translate imdadımıza yetişti. ‘Abi biz açız, bize pizza ver’ yazıp İtalyancasını adama gösterdik 😀 1 saat sonra açması gereken dükkanını bizi kırmayıp açtığı için La Buongustaia pizza dükkanına teşekkür ederiz 🙂 Pizzaların hamurları kalın ama boğmuyor; lezzeti hafif ve yumuşak. İlk gördüğümüzde bizi tedirgin etse de güzel bir pizza yedik 🙂 İlerleyen günlerde öğrendik ki İtalya’da akşam yemekleri geç saatlerde yeniyormuş. Bu yüzden akşam 18.00-18.30 civarına kadar açık bir restaurant bulma olasılığınız; özellikle merkezi yerlerde değilseniz çok zor.
Ardından otelimize döndük ve sonraki gün son durağımız olan “Castello Aragonese” ‘ye doğru yola çıktık. 3-4 silindir şeklinde olan kale ve bunları birbirine bağlayan surlar ne yazık ki ziyarete açık değiller. Bu yüzden toplamda gezilebilecek 3 noktayı tamamladıktan sonra Reggio Calabria‘dan ayrılıyor ve direksiyonumuzu Scilla‘ya çeviriyoruz 🙂
