Digitalzone 2017: Kimler Geldi, Kimler Geçti, Ne Öğrendik?

2013 yılından beri düzenlenen, 2016 yılına kadar SEOzone olarak bildiğimiz ve geçtiğimiz yıl itibariyle Digitalzone adını alarak daha da kapsamlı bir hal alan Digitalzone’17 geçtiğimiz hafta sonu Bomonti Hilton Otel’de gerçekleşti. Doğu Avrupa’nın en büyük dijital pazarlama konferansı olan ve dijital pazarlama dünyasının en köklü oyuncularının katıldığı etkinlikte bizler de n11 SEO ekibi olarak ön sıralarda yerimizi aldık. Digitalzone 2017 nasıl geçti, kimler ne anlattı, kimden ne öğrendik ve etkinliğe hangi anlar damgasını vurdu ve not tutup konferans özeti hazırlayalım dedik. Bu yazımda ekip arkadaşlarımdan sevgili Tuğçe Arpacı ve Anastasya Topci sizler için derledi.

Tıpkı geçen sene olduğu gibi SEOzeo’nun kurucusu Yiğit Konur’un açılış konuşmasından sonra mikrofonu ilk sunumu yapmak üzere DeCabbit Danışmanlık Ajansı yöneticisi Judith Lewis aldı.

En İyi İlhamı Bulmak için İçerik Dashboard’ları Yaratmak

Bol şaraplı, bol çikolatalı bir sunumun eşliğinde Lewis, içerik pazarlamasına dair çarpıcı noktalara değindi. İçeriği küçük, tüketilebilir parçalarda sunmamız gerektiğinden bahseden Lewis, bir içerik söz konusu olduğu zaman kullanıcı üzerinde bir etki yaratabilmek için sadece 2 saniyemiz olduğundan bahsetti. Doğru ve etkili içerik için ise hedef kitlenizi tanımanız, düzenli periyotlarda editöryel takvim güncellemesi yapmanız, doğru metrikleri ölçümlemeniz ve her daim olaylara stratejik bakış açısı ile bakmanız gerektiğini anlattı.

judith Lewis

Lewis’in başarılı içerik için kişisel tüyoları ise şöyle:

  • Büyük düşünün
  • Etkileşim yaratın
  • evergreen” içerik üretin
  • Güçlü ve cesur başlıklar kullanın
  • İşi basit tutun!

Soru soranlara çikolata dağıtma ritüelini bu sene de ihmal etmeyen Judith’in sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz:

Ardından sahne ScribbleLive genel müdürü Maged Mostafa‘nındı.

İşletmeler için İçeriği Kullanarak Rekabette Fark Yaratmak

Mostafa da tıpkı Judith gibi dijital pazarlama sektörünün parlayan yıldızı içerik pazarlaması üzerinde durdu ve işletmeler için – özellikle startuplar için – içeriği kullanarak rekabette fark yaratmak üzerine düşüncelerini paylaştı.

Maged Mostafa

Tamamen tüketici odaklı bir dünyada yaşadığımızdan bahseden Mostafa, tüketicilerle birlikte pazarlamacıların ve markaların da izlediği yolların değiştiğini vurguladı. Kendisine göre bugün kaliteli bir içerik deneyimi, tüketici odaklı iletişimin birebir karşılığı. İçerik deneyimleri pazarlamada yeni talepler doğururken içerik pazarlaması ekonomisi de bu döngü etrafında büyümeye devam ediyor.
Rekabet ortamında ayakta kalmak ve başarılı olabilmek için Mostafa yaratılan içeriklerin data odaklı, stratejik, alakalı, etkileşimli ve çok kanallı olmalı. Mostafa’nın bizlerle paylaştığı en akılda kalıcı ifade ise içeriğin rekabetin bir dördüncü boyutu ve günümüz işletmelerinde farklılaşabilmek için bir anahtar olması. Mostafa’nın sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz:

Ardından sıra eski bir Googler olan Kaspar Szymanski‘nindi.

Google’ın Websitelerine Verdiği Cezalar & Kaçınma Yöntemleri

Google ceza yönetimini enine boyuna katılımcılar ile paylaşan Kaspar, hangi cezanın aslında ne anlama geldiğini ve site sahiplerinin hangi cezada ne tür aksiyon almaları gerektiğini anlattı. Kaspar Google cezalarını on-page ve off-page olmak üzere iki ayrı kapsamda ele aldı.

Kaspar Szymanski

Söz konusu Google cezaları ve bu cezalardan kurtulmak olduğu zaman Kaspar’ın altını çize çize vurguladığı nokta, site sahiplerinin cezayı yedikleri anda hemen yeniden değerlendirme için başvuru yapmamaları gerektiğiydi. Kaspar’ın tavsiyesine göre webmaster’lar önce ceza yedikleri konuyu kapsamlı bir şekilde araştırmalı, tam olarak nerede yanlış yaptıklarını tespit etmeli ve yeniden değerlendirme başvurusunu ancak ve ancak bu yanlışı düzeltme yolunda adım attıkları zaman yapmalılar.

Sunumun bir diğer akılda kalıcı noktası ise Kaspar’ın ceza sürecini hızlandırmayacak davranışlar üzerinde durmasıydı. Ona göre yasal yollara başvurmak, olayı inkar etmek ve duygusal davranmak en az cezanın kendisi kadar zarar veren davranışlar. Kaspar’ın sunum dosyasına ulaşamadık fakat sunum içeriği detaylı olarak bu sitede yer alıyor.

Konferansın ilk gününün belki de en heyecanla beklenen anı ise Fatih Özkösemen‘in sahneye çıkışıydı.

OK Google, Tell me everything!

Bir Googler’ın gözünden Google’ı anlatan Fatih, hem sunum esnasında hem de sunumundan sonra ortak alanda adeta soru yağmuruna tutuldu desek yeridir.

Fatih Özkösemen

Fatih sunumunu üç parçaya bölerek kullanıcı, Google ve yayıncılar olmak üzere farklı bakış açılarından arama dünyasını ele aldı. Kullanıcı açısından “arama” kavramını bir “arama deneyimi” olarak gördüklerinden bahseden Fatih, arama yapan kişilere yalnızca aradıkları cevabı vermekle kalmadıklarını, aynı zamanda aranan anahtar kelimelerle ilgili paralel veriler de sunduklarını ve bu şekilde diğer arama motorlarından farklılaştıklarını vurguladı.
Fatih’in sunumundan aldığımız birkaç not ise şöyle:

  • Google üzerinde her ay 100 milyara yakın arama gerçekleşiyor ve bunların yaklaşık yüzde 15’ini daha önce hiç aratılmamış sorgular oluşturuyor.
  • Google kullanıcıların sadece web üzerindeki aramalarına değil, fiziksel dünyadaki aramalarına da yanıt vermeye çalışıyor.
  • Süreç kullanıcı tarafında yukarıdaki gibi gelişirken Google tarafında başka ne gibi yenilikler yapılıyor? Fatih, yapılan geçiştirmelerin en iyi yapmak istedikleri iki etmende odaklandığını söyledi: arama ve sıralama.
  • Eskiden crawl bütçesi yüzde 80 masaüstü versiyona, yüzde 20’si mobil versiyona ayrılırken mobil aramaların masaüstü arama sayısını geçmesi nedeniyle mobil versiyon için kapasite artırılmış. Daha iyi görünürlük elde etmemiz için sitemizin masaüstü versiyonu ile mobil versiyonu eş olmalı.
  • Meta etiketleri, yapısal veri işaretlemeleri vb. unsurlar sadece masaüstünde değil mobilde de olmalı.
  • İleri web uygulaması (PWA) ise sitenin ana ekrana eklenmesi, bir mobil uygulama gibi bildirim yollayabilme ve internet olmasa bile ziyaret edilebilir olma gibi özellikleri sayesinde kullanıcıların sitemize yeniden gelmesini sağlıyor.

Fatih’in altını çizdiği diğer önemli noktalar mobil aramaların yükselişi, Google Asistant’ın özellikleri, AMP sayfalar ve Google My Business oldu. Fatih’in ardından sıra brainslab’ten Millie İsmail‘indi.

Veri Odaklı Teklifleme: Adwords’ün Otomatikleştirilmiş Geleceği

Kendisi aramanın geleceğinin tamamen otonom olacağı teorisine dayalı sunumunda Adwords’ün otomatikleştirilmiş geleceğinden bahsetti. Millie’nin iddiası ise oldukça cesur: “Şu anda yaptığınız her şeyin yüzde 90’ı bundan 3 yıl sonra otonomlaşacak!”.

Millie İsmail

Sunumda öne çıkanlar:

  • Otomatikleştirmenin üretkenliği arttırdığını vurgulayarak bugün yaptığımızın işlerin %90’ının 3 yıl içinde otomatikleşmiş olacağından bahsetti.
  • Adwords için geliştirilmiş Search Quality Report gibi otomasyonlar sayesinde artık Adwords kampanyalarının manuel yapılmadığına değindi.
  • Trend araştırması yaparken mevsimselliğin oldukça önemli bir konu olduğuna değinmesi ile beraber yakın bir gelecekte de makinelerin mevsimsel sonuçları tarayabileceğinin sinyallerini verdi. Google’ın “Machine Learning” alanında yaptığı çalışmaların bunu doğrular nitelikte olduğunu söylemekte.
  • SEO ve PPC alanında pek çok araç bulunurken bunların otomasyon haline getirilmesi gerektiğini söyledi.

Judith Lewis’in sunuculuğu eşliğinde ikinci yarısı hızla devam eden konferansta SEOzeo’nun kurucusu ve etkinliğin çalışkan organizatörlerinden Yiğit Konur sahnedeki yerini aldı.

Daha İyi Optimizasyon İçin SEO ve PPC’yi Birlikte Kullanmak: İki Departmanın İşbirliği Stratejinizi Nasıl Değiştirebilir?

Daha iyi optimizasyon için SEO ve PPC’yi birlikte kullanmaktan bahseden Yiğit, sunumuna dijital pazarlama dünyasına nasıl giriş yaptığını ve Seozeo’yu kurarken başından geçenleri anlatarak başladı.

Yiğit Konur

Ardından birden fazla örnek paylaşarak SEO ve PPC’nin birlikte çalıştığı durumlarda ne gibi sonuçlar elde edilebileceği ile ilgili detaylı örneklemeler veren Yiğit, SEO ve PPC’yi etkili bir biçimde harmanlama yöntemlerini 10 maddede sıraladı:

  • Bütçe-öncelikli SEO stratejisi
  • Aylık trendlerin analizi
  • Yeni anahtar kelime analizleri
  • Kalite puanını artırmak
  • Search Console’un Adwords ile entegre etmek
  • SERP’larda daha fazla alana sahip olmak
  • “SERP” bounce’u anlamak
  • Link building
  • Sosyal linkler inşa etmek
  • CTR optimizasyonu

Yiğit Konur’un ardından sahneye Ad-Blocker’ların karamsar geleceğini ele almak üzere Samuel Scott çıktı.

Ad Blocker’ların Geleceği: Analytics’in Engellendiği Bir Dünyada Trafiği Ölçümleme

Scott, sunumuna “reklamcılık” (advertising) ve “doğrudan pazarlama” (direct marketing) arasındaki temel farkları vurgulayarak başladı. Reklamcılığın yaratıcı, akılda kalıcı olduğunu ve marka yarattığını vurgulayan Scott aynı zamanda maliyetli olduklarından ve ölçümlenemediklerinden bahsetti. Öte yandan doğrudan pazarlama düşük maliyetli, ölçümlenebilir ve uyarlanabilirdi. Buna rağmen sıkıcı ve sinir bozucu olmaktan kaçamıyordu.

Samuel Scott

Bundan yola çıkarak geleneksel doğrudan pazarlama yöntemlerinin internet devrimiyle birlikte online reklamlara evrimleştiğine değinen Scott, bu tür reklamların beraberinde ad-blocker kavramını getirdiğini söyledi. Sunumdan çarpıcı bir istatistik: Y kuşağının yüzde 14’ü ad-blocker indirmiş, bu kesimin yüzde 63’ü ise ad-blocker’ları aktif olarak kullanıyor.

Ad-blocker’ların front-end kodlarını da etkileyebileceğinin altını çizen Scott, aslında bu engelleyiciler yüzünden dijital pazarlama dünyasında ne kadar pazarlama verisinin kayıp, yanlış ya da hiç toplanmamış olduğunu bilemeyeceğimiz gerçeği ile bizi yüz yüze getirdi. Samuel’in sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz:

Samuel Scott faydalı ve bilgilendirici sunumunun ardından sahneyi SEOmonitor kurucusu ve CEO’su Cosmin Negrescu‘ya bıraktı.

İyi Bir Strateji Oluşturmak: SEO’dan Dijital’e Doğru Stratejiyi Kurmak

Kendisi iyi bir SEO stratejisi bileşenlerinden bahseden sunumuna Romalı’ların savaş strateji ve taktiklerinin anlatıldığı bir video ile başladı.

Cosmin Negrescu

Kazanmanın yollarının rekabet etmekten (competition) ve meydan okumadan (challenging) geçtiğini vurgulayan Cosmin, etkili bir SEO çalışması için stratejinin kesinlikle elzem olduğunun altını çizdi.

Cosmin’e göre doğru SEO stratejisi kurabilmek için çıtaların yükseldiğini ve kazanamayacağınız savaşların olduğunu kabul etmeniz gerekir. Strateji kurarken sormanız gereken en önemli soru ise, “Burada ne oluyor?”.

Digitalzone’un ilk gün kapanışı ise Michal Magdziariz‘dan geldi.

Arama Dünyasını Anlamak: Linkleri & Log Dosyalarını ve Search Console’u Bir Araya Getirmek

Gelmiş geçmiş en bilindik SEO araçlarından biri olan DeepCrawl’un kurucusu ve CEO’su, “arama”nın uçsuz bucaksız dünyasını ele aldığı sunumla güne güzel bir kapanış yaptı.

Sunumuna başta reklamcılık, içerik, kullanıcı deneyimi, sosyal medya ve e-ticaret olmak üzere dijital dünyanın tüm alt kırılımlarına ve sektörde kullanılan onlarca SEO aracına parmak basarak başlayan Magdziariz, tüm bu veri içinde nasıl kaybolmayacağınız ve ihtiyacınız olan veriyi doğru bir biçimde nasıl bir araya getirebileceğiniz üzerinde durdu.

Magdziariz’in sunumunda öne çıkan noktalar tarama bütçesinin (crawl budget) efektif kullanımı, kaliteli backlink yönetimi, Google botlarını anlayabilmenin önemi ve Google Search Console’un en verimli biçimde kullanılabilmesi oldu. Magdziariz’in Star Wars temalı sunumu ise yoğun ve yorucu bir günün ardından izleyicilerin suratına bir gülümseme yerleştirmeye yetti. Michal’in sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz:

Etkinliğin ilk gününü bu şekilde geride bıraktık. Son derece faydalı bilgiler topladığımız birinci günün ardından, ikinci günde sözü ilk olarak Arda Mendeş aldı.

Yayıncılık hayatındaki iş tecrübeleriyle yayıncılar için SEO konusunu ele alan Arda Mendeş, yayıncılık hayatından, yayıncılıkta başarı kriterlerinden bahsederek sunumuna başladı.

Yayıncılar için SEO: Her Ölçekteki İnternet Yayıncısı için SEO Önerileri

Yayıncılıkta yapılan tipik hatalarla sunumuna başlayan Arda, yanlış site içi linklemeler, kategori & içeriklerin kaldırılması, çoklanmış URL’ler, HTML link elementlerinin kullanımı, engellenen içerikler içerik uyuşmazlığı, kalitesiz/niteliksiz içerik sayfaları gibi maddelerle açıklayan Arda, kendisinin de iş hayatında kullandığı ve tavsiye ettiği bazı tool’lardan bahsetti.

Arda Mendeş

DeepCrawl, Ahrefs, Searchmetrics, Semrush, SEOmonitör, Search Console ve Kibana tool’larını sektördekilere önemle tavsiye eden Arda, çok fazla bilinmeyen Kibana’nın data’yı görselleştirerek inceleme sağlaması sayesinde son derece kullanışlı olduğundan bahsetti. Bunların yanı sıra şirket içi araç üretmenin de önemli olduğunu ve her şirketin kendi özel ihtiyaçlarına göre araç üretip kullanabileceğini de ayrıca vurguladı.

Yayıncıların günü değil geleceği kurtarmaya odaklanmalarının altını çizen Arda, yayıncılık için olmazsa olmazları da şöyle sıraladı:

  • Nereye yürümek istediğini bilmek
  • Yapılan işi doğru ölçebilmek
  • Hızlı hareket edebilmek
  • Öğrenip, tekrar denemek
  • Doğru stratejiyi bulabilmek

Ayrıca medya & yayıncılık dinamiğini 5 maddede şu şekilde aktardı:

  1. Mobile First Indexing’e hazır altyapı
  2. Teknik hatalar için rutin kontroller
  3. Stratejik Pazar analizi
  4. Uzun soluklu yeni projeler
  5. Doğru ölçüm, nesnel yorum

Özellikle “Doğru ölçüm, nesnel yorum” maddesinin altını önemle çizen Arda, birçok yayıncının ölçümlemeyi doğru yapmadığını ya da doğru yaptığı ölçümlemeyi nesnel olarak değil “bence”lerle yorumladığını anlattı. Burada, doğru ölçüm ve nesnel yorumlamanın birlikte doğru ve başarılı sonuç doğuracağının da altını çizerek sunumunu noktaladı. Arda’nın sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz:

Zeo kurucu ortaklarından olan ve şu an Zeo’da İş Geliştirme Direktörlüğü görevi üstelenen Mehmet Aktuğ‘un sunumu, startup’ları yakından ilgilendiriyordu.

Startup’lar İçin A’dan Z’ye Dikkat Edilmesi Gereken SEO Stratejileri ve Kritik Noktaları

Startup’ların geniş bir bütçeye sahip olmamaları, taleplere yanıt verme ve maksimum kazanç elde etme gibi kritik noktalardan yola çıkarak nasıl başlamaları gerektiği konusunda strateji önerilerinde bulunan Mehmet; SEO ve PPC’yi kıyaslayarak başlangıçta SEO ile başlamanın doğru olabileceğini ancak ilerleyen dönemlerde SEO ve PPC’yi birlikte kullanmanın daha doğru olacağının altını çizdi.

Mehmet Aktuğ

Ayrıca startupların önceliğe müşteri memnuniyetini koyarak bu doğrultuda doğru adımlar atmaları gerektiğinin önemini vurguladı. Hedef kitlenin saptanması, içerik ile hedef kitlenin uyumu, sayfaların kullanıcıya istediği cevapları sunması, kitleyle aynı dili konuşmak da başlangıçta doğru strateji ile kurgulanması gereken diğer hususlar.
SEO stratejileri konusunda diğer altını çizdiği konuları ise:

  • Structure & Design
  • Crawling & Indexing
  • Keyword Research & Targeting
  • Rich & Shareable Content
  • On Page Optimization
  • Rich Snippet & Schema Markup

başlıkları ile dile getirdi. Mehmet’in sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz:

Sırada sunumuna “Proje, geçici bir girişimdir.” diyerek başlayan Uğur Eskici vardı.

Büyük ve Küçük Ölçekte SEO Projelerini Etkin Biçimde Yönetmek

Sunumuna projenin tanımını yapmakla başlayan Uğur, projenin geçici bir girişim olduğunun altını çizdi. Ardından projelerin; pazar beklentileri, iş süreçleriyle ilgili gereksinimler, müşteri istekleri, teknolojik gelişmeler, yasal zorunluluklar ve sosyal gereksinimler durumlarında ortaya çıktığından bahsetti.

Uğur Eskici

Projelerin kontrolünün kolaylığını sağlamak için genellikle aşama ya da faz denilen parçalara bölündüğünü ifade eden Uğur, bu şekilde yönetilen projenin çok daha sorunsuz sonuçlar verebileceğini örneklerle anlattı ve “Fazlara bölünmüş projenin tahminlemesi, sorumlu ataması, yürütülmesi, kontrolü ve takibi daha kolaydır” dedi.

Uğur proje aşamalarının 3 farklı tipi olduğunu belirterek, ihtiyaca ve projenin kapsamına bağlı olarak bu aşamalardan birinin kullanılması gerektiğini dile getirdi. Aşama tipleri ise şu şekilde:

  • Sıralama İlişkisi (Sequential): Bir aşama kendisinden önceki aşama bitmeden başlayamaz. Bu yaklaşım belirsizliklerin azalmasını sağlasa da süresinin uzamasına neden olur.
  • İç İçe Geçme İlişkisi (Overlapping): Bu aşamada bir öncekinin tam tersine bir aşama kendisinden önceki aşama tamamlanmadan başlar. Ardıl aşama, öncül aşama bitmeden başlarsa süre kısalacaktır. Ancak bu, riskin daha fazla olması anlamına gelir.
  • Tekrarlama İlişkisi (Iterative): Burada ise sadece bir aşama planlanır ve bir sonraki aşamanın planlanması devam eden aşamanın ilerlemesine ve teslimatlara bağlıdır. Belirsiz ve değişkenliğin yoğun olduğu ortamlar için uygundur.

Geçmiş ve mevcuttaki iş hayatında proje yönetim aşamalarında gerektiğinde yukarıdakilerin hepsine başvurduğunu belirleyen Uğur, proje yönetimi başarı kriterlerini ise şu şekilde sıraladı:

  • Kapsam
  • Zaman
  • Kalite (Risk)
  • Maliyet

Projenin başlama aşamasında ilk olarak “Proje neden yapılıyor, hangi finansal ya da diğer bazlara dayandırarak yapıyoruz?” sorularını cevaplanmasının önemini vurguladı. Bu cevapların amaç ve gerekçeyi tanımlayacağını özellikle belirtti.

Planlama sürecinde ise genelden detaya planlama ya da detaydan genele planlama olmak üzere 2 farklı proje plan tipi olduğunu söyledi ve detaydan genele planlamanın daha az sapmaya sahip olduğunu ifade etti.

Belki de en zorlu süreç olan yürütme sürecinde ise motivasyon kavramının önemini özellikle vurguladı. Bunu X ve Y kuşaklarının farklı motivasyon kıstaslarını ele alarak McGregor’un “X & Y Kuşağı” teorisi ve Victor Vroom’un “Beklentiler” teorisi ile açıkladı.

Ardından gelen izleme ve kontrol sürecinin ise baştan sona kadar tüm projeyi kapsadığını ve tüm proje boyunca da izlenmesi gereken konular ve uygulama çalışmaları yapılırken kontrol edilmesi gereken konuların bu süreç grubunda ele alındığını belirtti.

Ve son olarak proje kapanış sürecini ise projeyle veya faz ile ilgili yapılan işlerin resmen bitirildiği süreç olarak ifade etti. Bu süreçte yapılması gerekenleri ise Uğur; projenin müşteriye devredilmesi, proje başarısının değerlendirilmesi, alınan dersler raporunun hazırlanması, kayıtların arşivlenmesi, ekibin serbest bırakılması ve kapanış duyurusu yapılması olarak ifade etti. Uğur’un sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz:

Site hızını iyileştirmek gibi önemli bir konuyu sunumunda ele alan gittigidiyor SEO Yöneticisi Ümit Yılmaz, kritik noktalara değindi.

Site Hızını İyileştirmek

Sunumuna iyileştirilmemiş site hızının doğrurabileceği olumsuz sonuçları sıralamakla başlayan Ümit, bir takım maddelerin önemini vurguladı.

Ümit Yılmaz

Yüksek sayfa yükleme sürelerinin olumsuz etkilerini şu şekilde sıraladı:

  • Bounce rate’i doğrudan etkiler.
  • Sosyal medya, SEM, SEO gibi tüm dijital pazarlama kanallarını etkiler.
  • Conversion rate metriğini etkiler.
  • Doğrudan olmasa da dolaylı olarak direct trafik hacmini olumsuz olarak etkiler.
  • Yine dolaylı yoldan returning visitor hacmini etkiler.
  • Şirketinize itibar kaybettirir.

Bunları önlemek ve site hızını yükseltmek için ise Front-End Time ve Back-End Time taraflarında iyileştirmeler gerektirdiğini özellikle belirtti.

Front-End tarafında; first view, main image, main text, action button, above the fold complete konularının altını çizen Ümit, Back-End tarafında ise DomContent loaded, request, total page size, content download, fully load time, third party code analysis, compression, daily tracking, HSTS konularını dile getirdi. Ümit’in sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz:

Şimdi sahneye her geçen gün yaptığı güncellemelerle Google’ın sektörü biraz daha yaratıcı olmaya zorladığını belirten Serbay Arda Ayzit çıkıyor.

Holistik Yaklaşım: SEO’ya Bütünsel Yaklaşımla Büyük Farklar Yaratmak

Her geçen gün yaptığı güncellemelerle Google’ın sektörü biraz daha yaratıcı olmaya zorladığını ve buna ittiğini vurgulayarak konuşmasına başlayan Serbay Arda Ayzit, site sahiplerine SEO’da büyük farklar yaratmalarını sağlayacak tüyolar verdi.

Serbay Arda Ayzit

Bu tüyoların başında rakibi tanımak ve rekabeti doğru tanımlamak bulunuyor. Bunun ardından SEO için de kuşkusuz en önemli adımlardan biri kelime araştırması sürecinin önemini bir kere daha vurguladı.

Bunların yanı sıra marka pazarlamasını eldeki verilerle desteklemenin de önemini vurgulayan Serbay, bunun yollarının reklam, paylaşılabilir içerik yaratma, medya planlaması, URL bazlı reklamlar verme, bazı içerik siteleri ile direkt olarak anlaşma (Website anlaşması), PR gibi yollardan geçtiğini ifade etti. Reklam konusunda THY’nın Messi ve Kobe’nin birlikte rol aldığı trafiği ve bunun kuruma olan olumlu getirilerinden bahseden Serbay, iyi reklamın paylaşılabilir içerikle desteklenmesinin de altını çizdi. Serbay’ın sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz:

Sırada Uluslararası SEO danışmanı ve Deepcrawl’da danışman kurulunda yer alan İlyas Teker var.

Mobil öncelikli indekslemeye hazır mıyız?

İlyas Teker

İlyas, “En Çok Linklenen 1 Milyon Sayfa” üzerinde gerçekleştirdiği büyük veri analizi neticesinde aktardığı bilgilerden öne çıkanlar:

  • Mobile First Indexing artık gelmek üzere değil, geldi. Siteler parça parça etkilenmeye başladı.
  • Responsive, Dynamic ve ayrı mobil site (m.example.com) şeklindeki mobil site türleri arasında şuan Responsive tasarım en iyi çalışan model.
  • Her sayfanın mobil karşılığı muhakkak olmalı. Masaüstü sitede yer alan her şey mobil sitede de yer almalı.
  • Canonical etiketleri doğru bir şekilde mobil ve masaüstü versiyonlara eklenmiş olmalıdır.
  • Mobil ve Masaüstü versiyonlar arasında title ve description uyumu tam eşleşmeli.
  • 3xx yönlendirmelerinin ve 404 hatalarının sıklığına bakarak bunları muhakkak en aza indirgemeliyiz. Özellikle, 404 sayfalarına anında müdahale edilmezse site içi ve site dışı linkler belirli sayıya ulaştığında geç olabilir.
  • Mobil site hızı oldukça önemli, AMP ve PWA gibi teknolojiler değerlendirilmesi gereken konular olarak karşımıza çıkmakta. Mobil site hızı test aracını kullanarak ilk adımda yapılması gerekenleri kolayca tespit edebiliyoruz.

Her geçen gün yaptığı güncellemelerle Google’ın sektörü biraz daha yaratıcı olmaya zorladığını belirten Şahin Seçil ise izleyicileri adeta bilgi bombardımanına tuttu.

ROAS’ı Arttırmak: Farklı Pazarlama Kanalları Yatırım Geri Dönüşünüzü Nasıl Etkiliyor?

Farklı pazarlama kanallarının yatırım geri dönüşlerini nasıl etkilediği konusunu ele alan Şahin, bununla ilgili ilk olarak ölçümleme hatalarından bahsetti. Ölçümlemenin doğru yapılmasının önemini vurguladıktan sonra hata sayfalarını ölçümleme, Analytics ölçümleme ve pazarlama raporlarının oluşturulması, tek metriğe odaklanmak gibi konuların altını çizdi.

Şahin Seçil

Ayrıca Customer Journey Analysis konusuna odaklanarak; marka & ürün iletişimi, promosyonlar & güçlü etkileşim mesajları, müşteri ile iletişim dilinin ve tekliflerin özelleştirilerek buna göre bir strateji hazırlanması gibi konuların da ROAS’ı arttırmada etkili rol oynadığını vurguladı.

Son olarak Google alışveriş reklamlarına da değinen Seçil, Kohort analizi ve attribution modelling ve çeşitleri ile sunumunu noktaladı. Şahin’in sunumuna aşağıdan ulaşabilirsiniz:

Ve günün son konuşmasını Outbound Pazarlama hakkında tüyolar veren Gerard Compte yaptı.

Growth Hacking: Outbound Pazarlama ile Yeni Müşteriler Kazanmak

42 binden fazla kullanıcısı olan FindThatLead’in kurucusu Gerard Compte, enerjisi ile tüm salonu canlandırdı.

Gerard Compte

Growth hacking ve outbound pazarlama üzerine yaptığı interaktif konuşmasında şu noktalar üzerinde durdu:

  • Kısa sürede en yüksek performansı elde etmek (growth hacking) ve başarılı site dışı pazarlaması (outbound marketing) gerçekleştirmek için B2B satışlara odaklanmalı, satış çemberlerini daraltmalı ve hedefimize nokta atışı yapmalıyız.
  • Cold e-mail, yani tanımadığımız kişilere pazarlama amaçlı e-posta gönderirken dikkat etmemiz gereken 4 unsur bulunuyor. Öncelikle mesajımız eğlenceli olmalı. İkincisi, uzun mesajlar ile okuyucuyu yormamalı, olabildiğince kısa ve direkt mesajlar oluşturmalıyız. Üçüncüsü, mesajın gelişme bölümünde karşımızdaki kişi ile duygusal bağ kurabilmeli ve harekete geçirmeliyiz. Son olarak e-posta imzamız içerisinde hedef kitlemizin ilgisini çekecek şekilde içeriklerimize linkleme yapmalıyız.

Gerrad’ın sunumu ile digitalzone bu sene bitmiş oldu ve bizler de bol bol notlarımızı aldık. Lütfen bu yazımızı paylaşarak daha fazla kişiye ulaşmamıza destek olun!

2021 Dijital Pazarlama Trendleri ve İç Görülerim

2020 sanıyorum kimsenin öngöremediği bir pandemi kasırgası ile sonlanmak üzereyken, globalde yaşanan bu durum birçok şirketin çalışma şeklini de etkiledi. Aşının bulunma haberi, panik havasını ve ekonomide yaşanan stresleri gevşetirken insanlar üzerindeki korkunun hemen geçmesi…

COVID-19 Hakkında Platin Dergisi ile Yaptığım Söyleyişi

1-Korona sonrası dönemde hedef kitle, gönüllü karantina döneminde. Çoğu kişi artık sokağa çıkmaktansa her alışverişini online yapmayı tercih ediyor. Sizce bundan sonraki süreçte, markalar hedef kitleye ulaşabilmek ve satın alma süreçlerine hız kazandırabilmek adına ne…

1 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir