GittiGidiyor’u SEO Uzmanı’ndan Dinledik

Geçtiğimiz aylarda Touch Dergisi ile keyifli bir röportaj gerçekleştirmiştim 🙂 Derginin Şubat ayında yayınlanmasının ardından, röportaja ait detayları bir de kendi bloğumda paylaşmak istedim. Touch dergisine böylesi keyifli bir sohbet için teşekkür ederim.

İnternetten birşey alsam mı?

Ya Kredi Kartımın Bilgileri Çalınırsa?

Aldığım Şeyi Gönderirler mi ?

İnternetten yapmak istediğiniz her alış-veriş esnasında aklınıza takılan bu sorulara biraz olsun açıklık getirebilmek adına olabilecek en doğru kişilerden birisine danıştık. “Türkiyenin en işlek alışveriş merkezi” sloganıyla hayatımıza giren ve bu yoldan hiç şaşmadan, her gün performansını arttırarak sloganının hakkını veren gittigidiyor.com’un seo uzmanı Uğur Eskici ile röportaj yaptık. Bu röportaj esnasında Gittigidiyor’un başarı yolunda bu denli istikrarlı olmasının sebebinide az çok anladık ve siz okuyucularımızla paylaşmak istedik.

Bize biraz kendinizden, eğitim ve başarı hikayenizden bahseder misiniz?

08 Nisan 1988 tarihinde Malatya’da doğdum. Babamın asker olması nedeniyle ilköğrenimime Ankara’da başlayıp, İzmir’de devam ettim. 2006 yılında Yabancı Dil Ağırlıklı Büyükçiğli Lisesi’ni bitirdim. 2009 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Bilgisayar Teknolojileri ve Programcılığı bölümünden mezun oldum.

Lise öğrenimimin henüz 2. yılına kadar tek isteğim asker olmaktı. Aslına bakarsanız gözlük kullanmaya başlayana dek başka bir iş yapabileceğimi bile düşünmüyordum. O günü dün gibi hatırlıyorum da, bu kadar üzüldüğüm bir an olmamıştı çünkü harp okulları için olan göz muayenesinden geçmem imkânsız hale gelmişti; bunun hayatımı nasıl değiştireceğini o gün bilemezdim.

O dönemlerde abim bana bir bilgisayar almıştı. Bilgisayarda uzun bir süre oyun oynadıktan sonra, harçlıklarımı biriktirerek çevirmeli hat üzerinden internete girmeye başladım. İnternette de ilk merak ettiğim şey web sitelerinin nasıl yapıldığı idi. Kısa bir araştırma ve keşfetme sürecinden sonra çeşitli siteler yapmaya başladım. Ardında da SEO terimiyle tanışıp sitemin ziyaretçilerini arttırmaya yöneldim. Bu süreçte SEO konusu bana daha ilgi çekici gelmeye başlamıştı. 2006 yılında SEO sektörü Türkiye’de henüz yeni fark edilmeye başlamıştı. O yıl Türkiye genelinde yapılan SEO yarışmasında 1’nci olmam bana cesaret kazandırmıştı. Ardından 2007 yılında 4’ncü, 2010 yılında da yine 1’nci olarak yarışmalardan sonuç aldım.

SEO nedir? Bize biraz açıklar mısınız?

Arama Motoru Optimizasyonu terimini açıklamadan önce Googlebot tanımını yapmak gerekli. Googlebot, Google tarafından geliştirilen bir arama ve indeksleme robotudur. Kısaca bot olarak tabir edilen bu arama ve indeksleme robotu, internet üzerindeki bağlantıları takip ederek web sitelerini ve dokümanları keşfeder. Topladığı bu argümanları, Google arama motoru için aranabilir indeksler haline getirir.

Arama motoru optimizasyonu (Search Engine Optimization), Google ve diğer indeksleme botlarının web sayfalarını daha kolay bir şekilde taramasına olanak sağlayan teknik düzenlemelerin tamamını kapsamakta. Aslında yine çalışmaların bütününde, botun sayfa içeriğini doğru anlayabiliyor olması yatmaktadır. Bot, bir sayfanın içeriğini ne kadar iyi anlarsa Google, ilgili ve/veya benzer içeriği arayan kullanıcıları bu sayfaya yönlendirir. Dolayısıyla SEO çalışmalarına ne kadar önem verirseniz, Google aramalarından daha fazla ziyaretçi çekmeye başlayabilirsiniz. Bot’un sitenizin içeriğini kolay algılaması için birtakım HTML kullanımlarına dikkat etmeniz gerekli. Özellikle semantik etiketleme, micro formatlamalar, XHTML2 ve HTML5, ileriki dönemlerde web’i botlar için daha anlamlı kılacak. Fakat SEO’nun sadece bu tür düzenlemelerden de ibaret olmadığı da bilinmesi gereken noktalardan. Gerçekten çok fazla detay var ve her noktaya ayrı ayrı hakim olmanız gerekiyor.

Benim işim kabaca Google’ın sıralama algoritmasını çözmek. Amacım, vardığım sonuçlar ve tecrübelerimle birlikte Google aramalarında GittiGidiyor’u üst sıralara çıkarmak, bunun için de bütün teknik işlemleri organize edip, projelendirmek ve yönetmek sorumluluklarım arasında. SEO sektöründe tecrübe ve deneyim çok önemli bir parametredir.

Bize GittiGidiyor maceranızdan bahsedebilir misiniz?

Aslında bu maceraya hiç beklenmedik bir anda ve çok fazla karar almak zorunda kaldığım bir dönemde başladım. 2011 yılı Şubat ayında Bilge Adam IK’sından İstanbul’da faaliyet gösteren bir firma için mülakata davet edildim. Ancak İzmir’de yaşadığım için ön mülakata İzmir’deki ofislerinde girebileceğim aktarılmıştı. Buradaki görüşme bittikten sonra, görüşmelerin GittiGidiyor için olduğunu öğrenmiş ve biraz şaşırmış, heyecanlanmıştım. İstanbul’a gitmek bir İzmirli için hep ürkütücü olmuştur. Bunun gibi pek çok nedenden dolayı aklımda soru işareti varken, biraz da kız arkadaşımın desteği ile İstanbul’a gelme kararı aldım. Toplamda 4 farklı görüşme yaptım ve bu 1 ay sürmüştü. Sonunda işe kabul edilince, uçağa sadece 1 sırt çantasıyla atlamış oldum.

İnsanın kimseyi tanımadığı bir şehirde tek başına olması biraz garip bir duygu olsa da, GittiGidiyor heyecanı bunlarla mücadele etmeyi olanaklı kılmıştı. İşte benim eBay dünyasına adımım bu şekilde olmuştu. eBay diyorum çünkü ben işe başladıktan 1,5 ay sonra eBay, GittiGidiyor’un %93 oranında hissesini satın almıştı. Ben Türkiye’de sektöründe büyük bir firmada çalışmaya başladım derken, e-ticaret sektöründe dünya devi olan eBay’in içerisinde buldum kendimi. 22 yaşımda eBay dünyasının bir parçası olmak benim için gurur verici ve bir o kadar heyecanlıydı…

Peki, ofiste 1 gün nasıl geçiyor? Eğlenceli midir GittiGidiyor’un ortamı?

Gerçek anlamda “Türkiye’nin En İşlek Alışveriş Merkezi” olan GittiGidiyor’un milyonlarca indeksli sayfalarını yönetmek ve organize etmek hem dikkat hem de çaba isteyen bir iş. Üstelik Google tarafındaki güncellemeleri de sürekli takip edip, siteye adapte etmek gerekiyor. Ancak şu bir gerçek ki burada çalışan herkes kendi alanında nitelikli insanlar, bu da çoğu şeyi kolay ve eğlenceli hale getiriyor. Ekip ruhu oturmuş bir çatı altında çalışmaksa, işinizden zevk almanızı sağlıyor ve sevdiğiniz bir işte çalışmak size yaşam enerjisi olarak geri dönüyor.

Aslında mesai her ne kadar saat 9’da başlasa da benim için 8’de başladığını söyleyebilirim. Uyanır uyanmaz evde bilgisayarımı açıp günlük rutin kontrollerimi yapar, evden öyle çıkarım. Sabahları ofise girdiğimde herkese günaydın demek ve çalışmaya başlamadan önce çalışma arkadaşlarımla mutfakta sohbet, olmazsa olmazımdır. GittiGidiyor, kendinizi geliştirmeniz için gereken rahat çalışma şartlarını ve tüm olanakları size sunuyor. Şirket içi eğitimler, sosyal etkinlikler, şirket genelinde düzenlenen organizasyonlar bunların bir parçası. Öyle ki GittiGidiyor mesai saatinde çalışanlarını sinemaya bile gönderiyor. GittiGidiyor’da proje sürecinde proje teslim tarihlerine uymak çok önemli. Ama mesai saatleri içindeki sosyal hayat da unutulmuyor. Şirket içinde düzenlenen langırt, PES turnuvaları ofis hayatındaki stresi atmamızı, deşarj olmamızı sağlıyor. Kısaca; görüp tatmak isteyebileceğiniz, eğlenceli ve bir o kadar profesyonel bir iş ortamımız var.

Online alışveriş yapıyor musunuz?

Evet, yapıyorum. Birçok siteye de üyeyim. Almak istediğim ürünü veya ürünleri pek çok kez kredi kartım ile sorunsuz bir şekilde internet üzerinden aldım.

Genelde ne gibi ürünler tercih ediyorsunuz? Ufak bütçeli, büyük bütçeli?

2 liralık ürün aldığım kadar, 500 lira ve üzeri ürünler de satın aldım. Aslında satış da yaptım. Eski bir laptopumu GittiGidiyor üzerinden satmıştım ve bu işlemlerde hiçbir sorun yaşamadım. Sadece güvenilirliğine kanaat getirdiğiniz yerlerden alışveriş yapmaya özen göstermeniz yararlı olacaktır. Genel olarak teknoloji ürünleri ve dekoratif eşyalar satın aldığımı söyleyebilirim.

Online alışverişi güvenli buluyor musunuz? Güvenli midir? Neden?

Ülkemizde kullanıcıların zihninde hâlâ internetten alışverişin güvenilirliğine dair soru işaretleri var. Güven konusunu da kredi kartı ve kişisel bilgi güvenliği ile ticaretin güvenliği olmak üzere ikiye ayırmak gerekir. Kredi kartı ve kişisel bilgi güvenliğine dair endişeler son derece yersiz aslında, çünkü günümüzde bilgi güvenliği uluslararası platformlarda kabul görmüş teknolojilerle sağlanıyor.

Ticaretin kendisine dair güvene gelince, kullanıcılarımıza sunduğumuz en önemli değerlerden biri olan Sıfır Risk® Sistemi’nden bahsedebiliriz. GittiGidiyor’un kurucuları tarafından 1999 yılında bulunan Sıfır Risk® Sistemi, online alışverişi daha keyifli ve güvenli kılan bir ödeme-onay sistemi. İşleyişini kısaca anlatmak gerekirse; alıcı ürünü satın alır, ürün bedeli GittiGidiyor havuz hesabına aktarılır. Alıcının, ürünü teslim alıp onaylamak için 3 iş günü süresi vardır. Ürünü onayladığında, havuz hesabındaki para satıcının hesabına aktarılır. Tabii günümüzde bu para döngüsü adeta sektör standartı haline geldi.

Son olarak söylemek istediğiniz birşey var mı?

Röportaj için çok teşekkür ederim. İnsanların online alışveriş hakkındaki düşüncelerinde önyargı ve tabuları yıkabildiysem ne mutlu. Derginizde başarılar diler, herkese keyifli alışverişler dilerim.

Touch Dergisi – Uğur Eskici